Nihat Kahveci maç sonu isyan etti: “Bu istatistik Türk futbolunu anlatıyor”

Eski ulusal futbolcu Nihat Kahveci, Galatasaray’ın E. Frankfurt karşısında aldığı tarihi yenilgiyi Kontraspor youtube kanalında yorumladı.

Nihat Kahveci’nin açıklamaları şöyle:

“Ben anlamadım, 12 dakikada 3 gol yedik. Ne orta 3 oldu!”

Son yıllarda en şok olduğum maçlardan biri. Ben anlamadım, 12 dakikada 3 gol yedik. Ne orta 3 oldu! Okulun bahçesinde, sokakta, halı sahada, amatör ligde, BAL Ligi’nde yapılmayacak kişisel kusurlar. Bu düzey kaldırmaz. Maç önü ‘Galatasaray gol yer, ne kadar atar’ dedim. Çünkü Süper Lig maçlarının sonunda her vakit söyledim, buraları düşünerek konuştum. ‘Ligde verdiğin bu konumları Şampiyonar Ligi’nde verirsen atarlar’ dedik. Buradakiler kaçırmıyor. Sahanın içinde olmayan Can Uzun bir dönüyor çatala bırakıyor. Hiç anlamıyorsun ne orta vurdu.

“Burayı anlatatabilecek bende bir söz yok”

Futbol işte bu türlü bir oyun abi. Hele Şampiyonlar Ligi düzeyinde her dakikayı yaşayacaksın, her dakikayı hissedeceksin, her dakika konsantre olacaksın. Her dakika sahanın içinde o anlık durumları yaşayacaksın. 36. dakikaya kadar olan istatistiklere bak, bu kadar olamaz ya! Rakip ceza alanı içine girmemiş ancak 36’dan 49’a kadar olan kısımda 13 dakikada 3 gol yedin ya. Burayı anlatatabilecek bende bir söz yok.

“Barış Alper Yılmaz makus oynadı”

Çıkan 11’e hiçbir şey diyemeyiz. Icardi sakatlıktan döndü, Eyüpspor maçında beklenilen fiziki performansı göstermedi. Bu düzeylerde oynamaması çok olağandı. Barış Alper Yılmaz, bugün 11’de oynamayı hak edip bir o kadar da makûs oynadı ancak işin doğrusu da Barış Alper Yılmaz’dı. İlkay Gündoğan, frikikte kimsenin beklemediği bir biçimde verdiği pası verdi. Barış Alper Yılmaz, Frankfurt’tan vurdu Münih’e. Çok kolaydı. Uzak köşeye vuracaktın Yunus üzere. Atsaydın kırılma olacaktı. Maçı bitirecektin.

“Galatasaray bu kadar kırılgan olamaz”

Bu kadar kişisel yanılgıyı kim bekler. Hiçbir yorumcu beklemez, hiçbir taraftar beklemez. İddia edilemeyecek şeyler yaşandı sahanın içinde. 37. dakikaya kadar olan kısmı izlediğinde herkes ‘Bugün asgarî 1 puan. 3 puan geliyor. Frankfurt hiçbir şey oynamıyor’ demiştir. Ne olduysa 12 dakikada oldu ancak 1-1’den sonra bu kadar kırılgan olmaz Galatasaray kadrosu.

“Bu istatistik Türk futbolunu anlatıyor”

Sane’nin tek olumlu hareketi var. Buralar için alındın, bir tane Yunus Akgün’e asistin var. Onun dışında daima top kayıpları. Barış Alper’in attığı golde faulün F’sini görmedim. Torreira tertemiz aldı ortasını açtı. Bence faul yok. Mükemmel goldü. Galatasaray 110 km koşmuş, Frankfurt 120 km koşmuş. Bu istatistik Türk futbolunu anlatıyor. Fizik olarak ve koşu uzaklığı olarak gerideyiz. İşin doğrusu 5 gol atarken 120 koşmaktır. İşin doğrusu top sendeyken de koşmak, rakipteyken de koşmaktır. Bu koşu araları olmaz.

“Beni üzen, kahreden kısım burası ya!”

Çıkmayalım mı Edirne dışına ya! Çıkmayalım mı? Futbol 37 dakika mı? Maç 90 artı uzatmalar, birinci yarıyı da koy 100-105 dakika. Niçin 1-1’den sonra bir ekip bu kadar düşer? Niçin ‘2-1’i yapabiliriz’ heyecanıyla oynamaz? Beni üzen, kahreden kısım burası ya! Bir gol yiyebilirsin, kendi kalene gol atabilirsin ancak koskoca Galatasaray ekibi, kenarında 7 tane şampiyonluk kazanmış Okan Hoca var ve ‘Top bende’ demiş bir Okan Hoca var. Üzerine de bütün sorumluluğu almış. 1-1 olur maç, burası Şampiyonlar Ligi. 1-2 de olur maç lakin sen sonrasını bu kadar berbat oynayamazsın.