Spor muharrirleri Dinamo Zagreb – Fenerbahçe maçı için ne dedi? | “Kalite değil, uğraş kazandı!”

Banu Yelkovan: “Kalite değil, çaba kazandı!”

Fenerbahçe, Avrupa arenasındaki ilk maçına, ligde son iki haftada alınan beraberlikler yüzünden yıpranmış, Duran ve Alvarez’in sakatlıkları Talisca’nın Benfica maçında gördüğü kırmızı karttan doğan yokluğuyla eksilmiş, teknik yönetici Tedesco’nun şimdi tam oturtamadığı oyun planıyla istikrarsız çıkmasına karşın, takım kalitesiyle hâlâ ağır basan ve ‘yeni liderle yeni başlangıç’ yapma fırsatını arayan taraf olarak çıktı.

ZAGREB DAHA ETKiLiYDi

Her ne kadar Dinamo Zagreb kendi liginde liderlik koltuğunda oturuyor ve konutunda her vakit tehlikeli olabilen bir kadro hüviyetini taşıyor olsa da, kâğıt üzerinde favori Fenerbahçe’ydi.

21.dakikada gelen Dinamo golü temsilcimizde kısa bir şaşkınlık yarattıysa da, sarı lacivertliler Szymanski’yle süratli tepki gösterdi ve yalnızca 4 dakika sonra beraberliği yakaladı. Birinci yarı sonunda skor 1-1’di, oyunun tartısı ve durum fazlası konut sahibinin elindeydi.

İkinci yarı başladığında Dinamo’nun planı daha net hissedildi. Zagreb temsilcisi topu Fenerbahçe’ye bırakıyor, kendi yarı alanında kalabalık karşılıyor, kazandığı toplarla süratli çıkarak Fenerbahçe’yi eksik ve istikrarsız yakalamanın fırsatını arıyordu. İkinci gol, ikinci devrenin çabucak başında bu stratejinin sonucu olarak geldi. Konut sahibini 50. dakikada 2-1 öne geçiren golü, birinci golün altında da imzası bulunan Beljo kaydetti. Lakin her iki gol de Hırvat oyuncunun bitiriciliği kadar, Fenerbahçe savunmasının durumları engelleyemeyişinin sonucuydu.

CENK GRUBU CANLANDIRDI

Maçın son dakikalarında etkisiz Kerem Aktürkoğlu yerini Cenk Tosun’a bıraktıktan çabucak sonra maça bizim lehimize canlılık geldi. Fenerbahçe ısrarla beraberliği ararken oyunu her halinden yorgunluğu belirli Dinamo Zagreb’in alanına yıktı fakat Zagreb, ‘son düdük çalmadan maç bitmez’ dedi ve uzatmanın son dakikasının son saniyesinde gelen son bir atakla skoru 3-1 taşıdı ve neredeyse santra yapılmadan maç bitti. (Hürriyet)

Ömer Üründül: “Çılgınlık yapmaya bayılıyorlar!”

Havasından mı suyundan mı nedir F.Bahçe’de misyona gelen teknik yöneticiler çılgınlık yapmaya bayılıyorlar. Tedesco’nun dün gece alana sürdüğü birinci 11 muhakkak akıl işi değil. Birbirleriyle hiç oynamamış 3 orta saha, üstelik sağ bek Semedo bu bölgede, yanında da ikinci ön libero olarak alana çıkan fizik kalitesi yetersiz kaliteli oyuncu Asensio. Yapısına uymayan sağ bekte Çağlar, sağ önde de ne yaptığı belirli olmayan topla arbede eden Nene. Bu ekibin futbol oynaması mümkün mü? Zati ülkü takımla da çıksan ekipte meseleler var. Hem oyun açısından hem fizikî olarak. Grup gün geçtikçe kondisyon açısından güzele gideceğine tam aksisi oluyor. Örneğin; dönem başı fişek üzere gelen Brown yalnızca yönetim etmeye başladı. Kerem’de düşüş var, nerede Benfica’daki Kerem. Varlığı yokluğu muhakkak olmayan En-Nesyri. Tedesco birinci yarıdaki ezayı görüyor, devrede oyuncu değiştirmiyor. Sonuçta son derece vasat bir rakip karşısında alanda hiçbir varlık gösterilemeden 2 farklı mağlubiyetle dönüldü. Benim bu yaptığım tenkitlerin tahminen de medyadaki tüm müellifler çok benzerini yazacaklar. Bu da Tedesco’nun ne kadar büyük bir harakiri yaptığının göstergesi olacak. İşin berbat yanı fizikî ve teknik olarak gidişat kolay yoluna girmeyecek durumda. (Sabah)

Gürcan Bilgiç: “Taktik maktik yok bam bam bam!

Sahaya çıkardığı 11’i açıklarken “Son iki maçı görmediniz mi?” dedi Tedesco. Yeni kuşak denilen teknik adamın, çıkardığı faturaya bakın. “Fred ile İsmail yapamadı, koşmadı, yetersizdi. Ben de bu seçimi yaptım” diyor. Ve bu konuşma, oyunu hisleriyle izleyenler için “helal olsun” ekosunu getiriyor. Lakin o denli değil. Bunları sonuçtan bağımsız yazıyorum. Zira yenilen üç golün de bu seçimlerle ilgisi yok. Büsbütün oyuncu “kalitesi” ile ilgili o goller. Hoca ile alakası yok.

Maça gelelim. 6 numara olmayan iki oyuncu (Semedo, Asensio), sağ bek olmayan bir (Çağlar) ve stoper olmayan bir (Osterwolde) oyuncu ile çıktı alana. Neymiş; Fred ile İsmail’e ceza verecekmiş yeni jenerasyon büyük zeka.

Ne oldu? Sağdan atak geliştiremedin. Asensio’yu geriye çektiğin için önde durum üretemedin. Rakip seni sola yönlendirdi, Brown ile her topu ezdin. Kilitlenmiş Kerem etrafından yardım alamadı, maçı sekiz bireyle oynadın.

Sahada oyun ezberi olmayan bir grup vardı. Münasebetiyle topu ayağına alanın bir fikri de yoktu. Neyin cezasını, kime verdiğini anlayamadığımız, moda tabirle “yeni nesil” skandal izledik aslında. Taktik maktik yok, bam bam bam. Yeni kuşak saçmalığın doruğunu gördük. (Sabah)

Mert Aydın: “İpler elden kaçıyor”

Fenerbahçe, hafta sonu bir seçim yaşadı. Lider ve idare değişti. Olağanda işlerine bakması gereken futbolcular, Ali Koç’tan daha fazla etkilendiler güya bu değişimden. Kasımpaşa beraberliğinden sonra tez edilenler ne kadar yanlışsız bilinmez lakin baş karıştırıcı.

Sadece futbolcular değil başı karışık olan belirli ki… Teknik yönetici Domenico Tedesco’nun Dinamo Zagreb maçı 11’inin dizilişi, rakibi tahlil etmek ile bile açıklanamaz. Bu dizilişle baştan Semedo, Kerem, Asensio ve En Nesyri’yi etkisiz hale getirdi hoca.

Semedo, orta alanda oynarken Çağlar, onun gerçek yerini doldurmaya çalışıyor, Fred ve İsmail yedek oturuyordu. Hırvat grubuna hürmet duymakla birlikte bu kadar da çok değişikliğe kıymet miydi? Rakibin değil Fenerbahçeli futbolcuların başı karışmış üzereydi.

Tabii ki işlerin makus gitmesi ve 2-1 yenik duruma düşülmesiyle olağana dönüldü. Ancak he deyince de tempo kazanılmıyor. Üstelik de rakibe skor üstünlüğü verilmişken.

Fenerbahçe’nin Tedesco idaresinde art geriye oynadığı maçlarda, “İlk maçların hele hele kendi kurmadığı grupla günahı olmaz”. Eyvallah da dün geceki maçta Dinamoluları bile şaşırtan “cinlikler” ona yazılır. Aykut Kocaman ve İsmail Kartal argümanları hakikat mu bilinmez fakat Tedesco’nun kimi atakları lehine not edilmiyor.

Bütün bunların dışında art geriye oynanan maçlarda rakiplerin çok da özel bir top oynamadan aldıkları puanlar uyguna işaret değil. Haklı olarak eleştirilen Mourinho’dan sonra bir şeylerin gelişmesi için beklemek gerekiyor fakat dönem başlamışken bu türlü vakit de yok.

Zaten Brown’ın, Nene’nin dünkü performansları içler acısı. UEFA Avrupa Ligi’nde 7 maç daha var. Sorun o da değil. Sorun hocasından oyuncusuna Fenerbahçe’de kimsenin dönemin daha bu noktasında iplerin elden kaçtığının farkında olmaması ya da farkındaysa da umurunda olmaması. (Milliyet)

Faik Çetiner: “Malzeme var hoca yok!”

Fenerbahçe’de teknik yöneticilik koltuğu demek ki insanın aklını başından alıyor. Dinamo Zagreb maçında ben buna katiyetle inandım. Ey Tedesco bu kadro deneme tahtası mı? Çağlar’dan sağ bek, Semedo’dan orta saha olur mu? Elinde Fred ve İsmail Yüksek yok mu? Yola bunlarla devam etmeyecek misin? Yat kalk rakip eski Zagreb değildi. Oyunun birinci kısmında organize bir atak yapamıyorsun. Kerem’i, En Nesyri’yi hiç kullanamıyorsun. Alanda gezinen Szymanski dayanılmaz bir gol atıyor, hem seni hem de kendini kurtarıyor. Brown tam felaket. Tek yaptığı korner kazandırmak. Seyrettiğim futbolu ile Nene’ye büyük paralar nasıl verilmiş anlamak mümkün değil. Alandaki manzara makus devre ortası atak yapmıyorsun.

60 dakika çöpe

Hamleler son 30 dakikada oluyor. Evvel Çağlar çıkıyor, Fred giriyor. Semedo sağ bek oluyor, yani oyunun 60 dakikası çöpe gidiyor. Sonra geçikmiş olarak Oğuz ve İrfan Can Kahveci oyuna giriyorlar. Grup biraz kıpırdıyor lakin sonuç değişmiyor. Fenerbahçe’de materyal var ancak hoca yok. Giden idarenin günahı çok. Koskoca gruba futbol aklı olarak Devin Özek’i getirdiler, o da üstün tecrübe ve deneyimiyle (!) Tedesco’yu buldu. Yeni liderin birinci icraatı bence “Tak sepeti koluna herkes yoluna” deyip bu ikiliyi göndermek olmalı. Vakit kaybı, kendine ve idaresine negatif döner, benden söylemesi… (Fanatik)